22 Temmuz 2004

 

 

Başbakan Yanlışı Durdurdu!

 

 

Prof. Dr. Mustafa Özcan ÜLTANIR

 

İkinci dalya. Bu ikinci dalyanın, Başbakan Erdoğan’ın, enerji piyasalarını açmaza iten tasarıyı Meclis Genel Kurulu gündeminden çektirmesi ile ilgisi yok. Bu makalem, sevgili okurlarımla dört yıldır süren birlikteliğimizin iki yüzüncü makalesi. Ancak, bundan da önemli bir mutluluk var. Geçen perşembe köşemde, doğalgaz, elektrik ve petrol piyasalarında değişiklik yaparak doğalgaz piyasası ile elektrik piyasasını katledecek, devletçiliğe yeniden kapı açacak tasarıyı, o gün yasalaşabileceğini üzüntü ile belirterek eleştirmiş, yazımı şöyle tamamlamıştım. “Başbakan Erdoğan’ın, yanlış politikaya dur diyeceğine inanıyoruz”. Sayın Erdoğan, inancımızı doğru çıkardı, liberal piyasadan yana olduğunu gösterdi. Ayrıca, işleyen piyasa ekonomisinden yana olduğu ilkesini benimsemiş AK Parti programının da, buza yazılı sözler değil, ülkeye verilmiş taahhütler olduğunu kanıtladı. Sayın Başbakanı kutluyor ve teşekkür ediyoruz.

 

Enerji Bakanlığı, Elektrik Piyasası Kanunu, Doğalgaz Piyasası Kanunu ve Petrol Piyasası Kanunu’nda değişiklik yapacak, serbest piyasa kurallarına tamamen ters, devletçiliğe yeni kapı açacak bir sakıncalı düzenlemeyi oldu bittiyle yasalaştırma çabasındaydı. Tasarıda ayrıca, “kamuya geçmesi halinde” diye yap-işlet-devret santrallarına el koyma niyeti açıklanıyordu, onların yeniden özelleştirilebilmesi için ballı elektrik tarifeleri düşünülmüştü. “Özelden al, devlete ver, tekrar özele sat” yöntemine, komisyonda özelleştirme denilmiş, buram buram devletçilik kokan tasarı kamufle edilmek istenmişti. Kamufle etmek için ayrıca, küçük sermaye grubu ve tez canlı bazı işadamlarının komisyon başkanlığı ile sıcak ilişkileri sonucu, “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı” da eklenmişti. Başbakan Erdoğan, onu da durdurarak, çok yerinde bir iş yaptı, çünkü geliştirilmeye muhtaç!

 

2001 yılında Elektrik Piyasası Kanunu ve Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun çıkarılmasını isteyen, çıkarılınca Türkiye’ye olumlu puan veren Dünya Bankası, bunlar değiştirilmeye kalkışılınca niye sessiz kaldı? IMF de kıpırdamadı. Oysa, AB Komisyon Başkan Yardımcısı, enerji konusundan sorumlu üyesi Loyola de Palacio, geçen hafta Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Gül’e, serbest piyasa kanunlarından vazgeçilemeyeceğini söylüyordu. Dünya Bankası’nın suskunluğunu, Hazine’nin borçlarını ödemesi ve IMF’ye ödemelerin gecikmemesi için devlet işletmelerinden kaynak sağlama arzusuna bağlayanlar var. Dünya Bankası yetkilileri bu konuda bir açıklama yapmak zorunda! Bu arada, AK Parti içinde, lider Erdoğan’ın çizgisine ters olan devletçilik peşinde koşanlar, bundan siyasi rant ummuyor değiller.

 

Enerji Bakanlığı’nda devletçilik sevdası, Başbakan Erdoğan’ın oligarşik bürokrasi dediği kesimden kaynaklandı. Onlara göre doğalgaz piyasası yerine BOTAŞ piyasası olmalıydı, onun için gaz tedarikinin yüzde 20’si değil, yüzde 75’i BOTAŞ’ta kalmalıydı. BOTAŞ halka açılarak kamufle edilebilirdi. Gaz dağıtımı özelleştirme sayılmazmış, kimin umurunda! EÜAŞ elektrik ihraç edebilmeli, TETAŞ serbest tüketiciye elektrik satabilmeliydi, özel sektör kim oluyordu ki? Hele enerji piyasasını düzenleyen EPDK’ya ders verilmeli, piyasa ile birlikte etkinliği azaltılmalıydı. Kurul, Bakanlıkla yarışacak mıydı? Üstelik üçte biri yeni tayin edilmişken! Güçlü devlet kuruluşları büyük işler yapar, büyük işlerin siyasi rantı da büyük olurdu. İşte A’dan Z’ye bürokratların hazırladıkları Bakanı da ikna ettikleri politikanın motifleri. Ama, Başbakanı ikna edemediler.

 

Bakanlar Bürokratlarından sorumlu değil mi? Geçen hafta salı günü iki eski Enerji Bakanı Yüce Divan’a yollandı. O oturumda Soruşturma Komisyonu Başkanı; “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5’inci maddesine göre; Bakan, Bakanlık kuruluşunun en üst amiridir, Başbakana karşı sorumludur. Bakan, emri altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden sorumlu olup denetlemekle görevli ve yetkilidir” diyordu. Artık umarız, Enerji Bakanı Dr. Güler, bürokratlarını gözden ve elden geçirir. Bakanlık çekmeden, Başbakanın durdurduğu tasarılar ise, 1 Ekim’de başlayacak yeni dönemde, özel sektör görüşleri ile düzeltilmeli. Geçen haftaki haliyle tekrar Meclis Genel Kurulu’na getirilemezler. Aksi, Başbakana saygısızlık olur.

 

Kategoriler

DUYURULAR